Bu blogdaki popüler yayınlar
Aşkın Biyokimyası Üzerine... 'Aşk “kokain sarhoşluğu”ndan fazlasıdır.' Helen Fisher. -'Feromon' lar diye tanımlayabileceğimiz ter bezlerinin salgıladığı koku molekülleri,eş adaylarına genetik yapımız,çiftleşmeye uygun olup olmadığımız ve olası biyolojik uyumumuz hakkında bilincin algılayamadığı ama davranışlara doğrudan yön veren sinyaller taşıyarak,bizi farkında olmadan biyolojik açıdan en doğru seçimi yapmak üzere yönlendiriyor.Bu sinyalleri alabilecek sade ve açık;suni yönlendirmelerden uzak bir zihne sahipsek,genelde oldukça doğru seçimler yapabilme şansımız oluyor. Özetle feromonlar sayesinde biyolojik olarak eş seçme konusunda benzersiz yeteneklere sahibiz. - Aşık olma durumunda,maşuku düşünmemiz beynin 'ödüllendirilme' hissine kapılmamızı sağlayan bölümlerle doğrudan ilişki kurulur. İnsan aşkını düşündükçe kendini ödüllendirilmiş hisseder,daha mutlu olur ve gittikçe onu daha çok düşünmeye başlar. -Aşkın insana iyi geldiğini biyolojik bir nede...
Notlarımdan: -Artık,'aklı matematiğe çok iyi eriyor' ya da 'fen derslerini seviyor' diye 'çok zeki' olarak yapılan tanımlamalar yapılmasının yanlış olduğunu bilmek zorundayız.Çoklu zeka kuramı. -Dün:Gereksinimlerle sınırlı,yarınları da hesaba katan,başkalarını da gözeten,dikkatli bir tüketim... Bugünkü pompalanan tüketim modeli ise:En iyisini al,çok tüket,yaşamın kalitesi olarak bunu kabul et. -Günümüz insanının nasıl yanıltıldığını,başarılı olmak istendiği zaman mutsuz olmanın,mutlu olmak istendiği zaman başarısız olmanın göze alınması gerektiğini aşılayan öğretinin nasıl bir evrensel şaşırtmaca olduğunu anlamalıyız. -Haklı eleştirileri dinleyemediğinizde henüz olgunlaşmadığınızı,haksız eleştirilerden rahatsız olduğunuzda ise kendinize güveninizin olmadığını göstermiş olursunuz. -İnanmak beynimizin 'enter tuşudur.Düşündüğümüz şeyleri inanarak harekete geçirmeye,uygulamaya dökmeye başlarız. -Düşünceye duygu katarsan inanış, tekrar edersen alı...
Yorumlar
Yorum Gönder