Rüştü Asyalı'nın usta seslendirmesiyle mükemmel bir tirad.
Notlarımdan: -Artık,'aklı matematiğe çok iyi eriyor' ya da 'fen derslerini seviyor' diye 'çok zeki' olarak yapılan tanımlamalar yapılmasının yanlış olduğunu bilmek zorundayız.Çoklu zeka kuramı. -Dün:Gereksinimlerle sınırlı,yarınları da hesaba katan,başkalarını da gözeten,dikkatli bir tüketim... Bugünkü pompalanan tüketim modeli ise:En iyisini al,çok tüket,yaşamın kalitesi olarak bunu kabul et. -Günümüz insanının nasıl yanıltıldığını,başarılı olmak istendiği zaman mutsuz olmanın,mutlu olmak istendiği zaman başarısız olmanın göze alınması gerektiğini aşılayan öğretinin nasıl bir evrensel şaşırtmaca olduğunu anlamalıyız. -Haklı eleştirileri dinleyemediğinizde henüz olgunlaşmadığınızı,haksız eleştirilerden rahatsız olduğunuzda ise kendinize güveninizin olmadığını göstermiş olursunuz. -İnanmak beynimizin 'enter tuşudur.Düşündüğümüz şeyleri inanarak harekete geçirmeye,uygulamaya dökmeye başlarız. -Düşünceye duygu katarsan inanış, tekrar edersen alı...
''Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek... tek başına... özgür olmak... Dünyaya kendi gözlerinle bakmak... sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak... bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak... Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek, isteyince Ay'a bile gidebilmek. Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.''
YanıtlaSil